Genel Tarihçe
Kurudere Köyü Pınarhisar İlçemizin 20 Km Kuzeyindeki Yıldız Istranca Dağlarının Eteklerınde Koru Ormanı İçinde Kurulmuş Bir Köydür.
Kuruluşu 1900 lü Yıllardan Öncedir. Köyün İlk Türk Yerleşenleri; 1. Balkan Savaşından Önce Yunanistan Demirhisar dan Göç Edenler Burayı Tespit Etmiş Ve Kendilerıne Yurt Edinmişlerdir.Bununla Beraber 2 .Balkan Savaşından Sonra Yine Göçler Devam Etmiş,Taki Bu Göç 1924 te Mübadeleye Kadar Devam Etmiştir.
Köyün İlk Adı Korudere Olarak Bilinmektedir. Söyleminde Zorluklardan Dolayı Bu İsim Kurudere Olarak Kabul Görmüştür.
Köyün Arazi Yapısı Engebeli Olup Köy Civarı Yarı Orman Olmasına Rağmen Derinlere İndikçe Ağaçların Sıklığı Artmakta Ve Orman Denilen Muhteşem Görüntü Sizleri Karşılamaktadır. Ekilebilen Tarım Arazisi 8000 Dönüm Olmakla Birlikte Orman Veya Yarı Orman Arazisi İse 90.000 Dönümü Bulmaktadır.Buna Bağlı Olmakla Birlikte Köy Sakinlerinin Geçimlerini Bu Ayrışma Belirlemektedir. Hayvancılığa Bağlı Tarım Yapılırken Orman İşletme Müdürlüğü nün Gözetim Ve Denetiminde Ferahlama Kesim Ve Elde Edilen Odun Ve Tomrukların Satışından Gelirler de Kazanımlar Arasındadır.
Köy İçinde Tarihi Eser Bulunmamakla Birlikte İki Nokta İlgi Ve Dikkatimizi Çekebilir.
1-Köyün Kuzeyine Kalan Bölgede “FATMA KAYA” Denilen Tepe Noktada Bir Kaya Bulunmaktadır.İsmiyle Neden Böyle Anıldığına Gelince; Balkan coğrafyasında 1. Balkan savaşının acımasızca hükmünü sürdüğü günlerde, balkan halkının içine giren fitne, onların bir ve beraber yaşamalarının yok etmiş ve artık bu çoğrafyada halk hareketleri başlamıştır.
Güvenli yaşam nerede olur anlayışı insanları doğdukları yerlerden uzaklaştırmış ve Selanik in değişik bölgelerinde yaşayan insanlar yollara düşmüşler ve bir kısmı Pınarhisar Kazasının Kurudere Köyü nü kendilerine yurt edinmişler.
Muhacırlığın verdiği zorluklarla , Kurudere yi yurt yapma gayretleri devam ederken köye bir haber gelir.
Akören mevkiiden bir grup Bulgar askeri gelmekte olduğunu ve herkesin evlerine girmeleri gerektiğini kulaktan kulağa duyurulmuştur.Bulgar askerleri köye gelmiştir ve evlere baskınlar yaparak köy ahalisini köy meydanında toplamaya başlamışlardır.
Zulum had safhaya varmıştır. İnsan çığlıkları ile hayvan bağırışları birbirine karışmıştır.Köylü yaşlı kadınlar, genç kızların yüzlerini siyah baca kurumlarıyla boyamışlar ve onların çirkin ve yaşlı görünmelerini sağlamaya çalışmışlardır.Fakat içlerinden Öksüz ve Yetim Fatma yı o curcunalı zamanda uyaran olmamıştı. Yüzüne, kendisinin güzelliğini kapatacak hiçbir şey sürmemişti.Köyde yaşayan herkes gibi o da dipcik darbeleriyle köy meydanına getirilmişti.
Beklenen olmuştu. Öksüz ve Yetim Fatma, Bulgar askerlerinin dikkatini çekmiş ve O na sahip olmak için hakaretlere başlamışlardır.Fakat Bulgar askerlerinin hepsi aynı şeyleri düşünmüyorlardı.Fatma yı köy meydanındaki gruptan, köy dışına çıkarıp, orada emellerine ulaşacaklarını zannederek köy dışına çıkardılar. Fakat içlerinden bir iki asker Fatma nın haline acımış ve kaçmasına fırsat vermiştir.Fatma var gücüyle kendini teslim etmemek için koşuyor,koşuyordu.Bulgar askerleri arkada O nu var gücüyle takip ediyordu.Fatma yukarı; daima yukarı doğru kaçıyordu.Gelebileceği son nokta,901 rakımlı kayanın üzeri;
Arkasına baktı; Tek çare vardı; Masumiyetinin son noktası.
Önüne baktı; Namusu Ekber diye koruduğu bedeninin son hali.
Sanki bu kaya, O nu bu haliyle yüceltecek ve öteler ötesine adını ve namını yazacaktı.
Öyle de yaptı. Namusu Ekber diye koruduğu bedenini kayadan aşağı bıraktı ve Yıldız Dağlarının o haşmetli bakir varlığına, bakir varlığını teslim etti.
Öksüz ve Yetim Fatma , yüce olan bir yerden, yücelere adını yazmıştı.
901 rakımlı FATMA KAYA.
Fatma Kaya üzerinden Yıldız Dağlarının o haşmetli görüntüsü seyredilirken;
Fatma nın o acıklı yolculuğu, hangi duygularımızı paramparça ediyor bilemezsiniz.Sanki kendini korurken , adını verdiği kayanın sahip olduğu "Yıldız Dağlarının bakirliğini koruma emanetini sizlere bırakıyorum" yankısı dalgalanıyor kulaklarımızda.
Yine o haşmetli görüntü derinliklerinden,kulağınıza şu ses yankılanır:
Yıldız Dağlarını ve Fatma Kaya yı Yaşatın ve Yaşatın.
2-Kurtuluş Savaşı Gazilerimizden Ve MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün Silah Arkadaşlarından Ve Yine Tarihimizin Ender Yetiştirdiği Maraşelimiz Gazi FEVZİ ÇAKMAK Paşa At Sırtında Kuzeyden, Orman İçinden Kırklareli ne Giderken,Kurudere Köyü ne Uğramış Ve Köylülerle Hasbihal Etmiş Ve Dertlerine Çözümler Aramıştır.Bu Günden Sonra Bu Yol “MARAŞEL” Bilinen Adı Şarap Yolu Olarak Kabul Görmüştür.
Köyün Çevre Köylerle İlişkileri Çok Olumlu Seyretmektedir.Bu Köyleri Sayacak Olursak;
Kuzeybatısında Kırklareli Merkeze Bağlı Beypınar Köyü
Doğusunda Evciler KöyüGüneydoğusunda Akören Köyü
Güneyinde Çayırdere Köyü Olarak Dört Köy İle Sınır Komşulukları Vardır.
Köyümüzün Kocabuzağılık Piknik Alanı, Fatma Kaya Nın O Haimetli Görüntüsü Ve Köy Meydanı Şelalerinin Şiirsel Sessizliği; Misafirlerini Olanca Tabiliği İçinde Karşılamaya Her Zaman Hazır Olduğu Görülmektedir.
Kurudere Köyü; Coğrafi Olarak,Yeşillikler İçinde Bir Orman Köyüdür.Orman İçindeki Ağaçların Kardeşliği,Her Dem Bir Ve Beraber Olma Halindeki Durumları; Tekliğin, Bütünde Oluşturduğu Beraberlik,Bütünde Diri Ve Güçlü Olma Hali, Kurudere Köyü Halkının Kendi Aralarındaki Yaşantısına yansımış Ve İlçemizin Tarihten Bu Güne Kadar En Anılan, Çalışkan Ve Yurtsever İnsanlarının Bir Araya Geldiği,Huzur Dolu Bir Köydür.
Hep Yeşerdi Kocabuzağılık Yatağı,
Çoban Sardı Mahya Dağı,
Fatma Kaya Gönül Bağı,
Dolan Da Gel, Gör;Kurudere yi,
Meşemiz Yaprak Yaprak
Gölgesinde Bir Yol Dursak
İç Ayranı Desti Bardak
Dolan Da Gel, Gör;Kurudere yi
1-Niyazi ÖZYAPRAK (Çavuş Lakaplı)Sağ
2-Mecit ERGİNSOY (Kumita Lakaplı) Hayatta Değil
3-Cemal GÜNÖZEN Hayatta Değil
4-İbrahim ERGİNSOY (Öğrt) Sağ
[ Geri ]
Köyümüz
Genel Tarihçe
Kurudere Köyü Pınarhisar İlçemizin 20 Km Kuzeyindeki Yıldız Istranca Dağlarının Eteklerınde Koru Ormanı İçinde Kurulmuş Bir Köydür.
Kuruluşu 1900 lü Yıllardan Öncedir. Köyün İlk Türk Yerleşenleri; 1. Balkan Savaşından Önce Yunanistan Demirhisar dan Göç Edenler Burayı Tespit Etmiş Ve Kendilerıne Yurt Edinmişlerdir.Bununla Beraber 2 .Balkan Savaşından Sonra Yine Göçler Devam Etmiş,Taki Bu Göç 1924 te Mübadeleye Kadar Devam Etmiştir.
Köyün İlk Adı Korudere Olarak Bilinmektedir. Söyleminde Zorluklardan Dolayı Bu İsim Kurudere Olarak Kabul Görmüştür.
Köyün Arazi Yapısı Engebeli Olup Köy Civarı Yarı Orman Olmasına Rağmen Derinlere İndikçe Ağaçların Sıklığı Artmakta Ve Orman Denilen Muhteşem Görüntü Sizleri Karşılamaktadır. Ekilebilen Tarım Arazisi 8000 Dönüm Olmakla Birlikte Orman Veya Yarı Orman Arazisi İse 90.000 Dönümü Bulmaktadır.Buna Bağlı Olmakla Birlikte Köy Sakinlerinin Geçimlerini Bu Ayrışma Belirlemektedir. Hayvancılığa Bağlı Tarım Yapılırken Orman İşletme Müdürlüğü nün Gözetim Ve Denetiminde Ferahlama Kesim Ve Elde Edilen Odun Ve Tomrukların Satışından Gelirler de Kazanımlar Arasındadır.
Köy İçinde Tarihi Eser Bulunmamakla Birlikte İki Nokta İlgi Ve Dikkatimizi Çekebilir.
Sample Image
1-Köyün Kuzeyine Kalan Bölgede “FATMA KAYA” Denilen Tepe Noktada Bir Kaya Bulunmaktadır.İsmiyle Neden Böyle Anıldığına Gelince; Balkan coğrafyasında 1. Balkan savaşının acımasızca hükmünü sürdüğü günlerde, balkan halkının içine giren fitne, onların bir ve beraber yaşamalarının yok etmiş ve artık bu çoğrafyada halk hareketleri başlamıştır.
Güvenli yaşam nerede olur anlayışı insanları doğdukları yerlerden uzaklaştırmış ve Selanik in değişik bölgelerinde yaşayan insanlar yollara düşmüşler ve bir kısmı Pınarhisar Kazasının Kurudere Köyü nü kendilerine yurt edinmişler.
Muhacırlığın verdiği zorluklarla , Kurudere yi yurt yapma gayretleri devam ederken köye bir haber gelir.
Akören mevkiiden bir grup Bulgar askeri gelmekte olduğunu ve herkesin evlerine girmeleri gerektiğini kulaktan kulağa duyurulmuştur.Bulgar askerleri köye gelmiştir ve evlere baskınlar yaparak köy ahalisini köy meydanında toplamaya başlamışlardır.
Zulum had safhaya varmıştır. İnsan çığlıkları ile hayvan bağırışları birbirine karışmıştır.Köylü yaşlı kadınlar, genç kızların yüzlerini siyah baca kurumlarıyla boyamışlar ve onların çirkin ve yaşlı görünmelerini sağlamaya çalışmışlardır.Fakat içlerinden Öksüz ve Yetim Fatma yı o curcunalı zamanda uyaran olmamıştı. Yüzüne, kendisinin güzelliğini kapatacak hiçbir şey sürmemişti.Köyde yaşayan herkes gibi o da dipcik darbeleriyle köy meydanına getirilmişti.
Beklenen olmuştu. Öksüz ve Yetim Fatma, Bulgar askerlerinin dikkatini çekmiş ve O na sahip olmak için hakaretlere başlamışlardır.Fakat Bulgar askerlerinin hepsi aynı şeyleri düşünmüyorlardı.Fatma yı köy meydanındaki gruptan, köy dışına çıkarıp, orada emellerine ulaşacaklarını zannederek köy dışına çıkardılar. Fakat içlerinden bir iki asker Fatma nın haline acımış ve kaçmasına fırsat vermiştir.Fatma var gücüyle kendini teslim etmemek için koşuyor,koşuyordu.Bulgar askerleri arkada O nu var gücüyle takip ediyordu.Fatma yukarı; daima yukarı doğru kaçıyordu.Gelebileceği son nokta,901 rakımlı kayanın üzeri;
Arkasına baktı; Tek çare vardı; Masumiyetinin son noktası.
Önüne baktı; Namusu Ekber diye koruduğu bedeninin son hali.
Sanki bu kaya, O nu bu haliyle yüceltecek ve öteler ötesine adını ve namını yazacaktı.
Öyle de yaptı. Namusu Ekber diye koruduğu bedenini kayadan aşağı bıraktı ve Yıldız Dağlarının o haşmetli bakir varlığına, bakir varlığını teslim etti.
Öksüz ve Yetim Fatma , yüce olan bir yerden, yücelere adını yazmıştı.
901 rakımlı FATMA KAYA.
Fatma Kaya üzerinden Yıldız Dağlarının o haşmetli görüntüsü seyredilirken;
Fatma nın o acıklı yolculuğu, hangi duygularımızı paramparça ediyor bilemezsiniz.Sanki kendini korurken , adını verdiği kayanın sahip olduğu "Yıldız Dağlarının bakirliğini koruma emanetini sizlere bırakıyorum" yankısı dalgalanıyor kulaklarımızda.
Yine o haşmetli görüntü derinliklerinden,kulağınıza şu ses yankılanır:
Yıldız Dağlarını ve Fatma Kaya yı Yaşatın ve Yaşatın.
2-Kurtuluş Savaşı Gazilerimizden Ve MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün Silah Arkadaşlarından Ve Yine Tarihimizin Ender Yetiştirdiği Maraşelimiz Gazi FEVZİ ÇAKMAK Paşa At Sırtında Kuzeyden, Orman İçinden Kırklareli ne Giderken,Kurudere Köyü ne Uğramış Ve Köylülerle Hasbihal Etmiş Ve Dertlerine Çözümler Aramıştır.Bu Günden Sonra Bu Yol “MARAŞEL” Bilinen Adı Şarap Yolu Olarak Kabul Görmüştür.
Köyün Çevre Köylerle İlişkileri Çok Olumlu Seyretmektedir.Bu Köyleri Sayacak Olursak;
Kuzeybatısında Kırklareli Merkeze Bağlı Beypınar Köyü
Doğusunda Evciler KöyüGüneydoğusunda Akören Köyü
Güneyinde Çayırdere Köyü Olarak Dört Köy İle Sınır Komşulukları Vardır.
Köyümüzün Kocabuzağılık Piknik Alanı, Fatma Kaya Nın O Haimetli Görüntüsü Ve Köy Meydanı Şelalerinin Şiirsel Sessizliği; Misafirlerini Olanca Tabiliği İçinde Karşılamaya Her Zaman Hazır Olduğu Görülmektedir.
Kurudere Köyü; Coğrafi Olarak,Yeşillikler İçinde Bir Orman Köyüdür.Orman İçindeki Ağaçların Kardeşliği,Her Dem Bir Ve Beraber Olma Halindeki Durumları; Tekliğin, Bütünde Oluşturduğu Beraberlik,Bütünde Diri Ve Güçlü Olma Hali, Kurudere Köyü Halkının Kendi Aralarındaki Yaşantısına yansımış Ve İlçemizin Tarihten Bu Güne Kadar En Anılan, Çalışkan Ve Yurtsever İnsanlarının Bir Araya Geldiği,Huzur Dolu Bir Köydür.
Hep Yeşerdi Kocabuzağılık Yatağı,
Çoban Sardı Mahya Dağı,
Fatma Kaya Gönül Bağı,
Dolan Da Gel, Gör;Kurudere yi,
Meşemiz Yaprak Yaprak
Gölgesinde Bir Yol Dursak
İç Ayranı Desti Bardak
Dolan Da Gel, Gör;Kurudere yi
1-Niyazi ÖZYAPRAK (Çavuş Lakaplı)Sağ
2-Mecit ERGİNSOY (Kumita Lakaplı) Hayatta Değil
3-Cemal GÜNÖZEN Hayatta Değil
4-İbrahim ERGİNSOY (Öğrt) Sağ
Köyümüz Hakkında Bilgi
Sample Image
KURUDERE,Kırklareli ilinin Pınarhisar ilçesine bağlı bir köydür.
Eski adı :Korudere’dır.
İlçe :Pınarhisar İl:Kırklareli
Köy Muhtarı : Muhammet FİLİZFİDAN
Muhtarlık Erişim Bilgileri:
Telefon : 0 288 655 40 22
Cep Telefonu :
Demografik Bilgiler:
İle uzaklığı :40 km
İlçeye uzaklığı :20 km
Rakım :370 m
Kültür:
KURUDERE KÖYÜNDE EN ÇOK YAPILAN YEMEKLERDEN BİRİ KURUFASULYEDIR. Hemen yanı başından Fatmakaya Tepesi ve Kale Tepesi'nden doğan manastır dere geçer. Şu anda Poyralı ile birlikte Pınarhisar'ın en güzel görünüme ait köylerinden birisidir. Orman ve Ova yapısını birarada yaşatan ender köylerdendir. Köyde hayvancılık ve tarımcılık başta olmak üzere köy kooperatifinin düzenlediği makta ile orman emekçisi sayısı da hızla artmıştır. Çok sayıda piknik alanına sahiptir. Bunlardan en çok bilineni Kocabuzağılık Mevkidir. Burada ayrıca köyün futbol sahası da bulunmaktadır. Istaranca Ormanları'nın eteklerinde yer alan bu köy her mevsim gidilip görülmesi gereken güzelliklere sahiptir..
Coğrafya:
Kırklareli iline 40 km, Pınarhisar ilçesine 20 km uzaklıktadır.
Nüfus:
2007:
2000:605
1997:600
İklim:
Köyün iklimi, Trakya Karasal iklimi etki alanı içerisindedir.
Ekonomi:
Köyün büyük bölümü büyük ve küçük baş hayvancılık ve tarımla uğraşmaktadır.Yaz aylarında ise kooperatıfın düzenlediği makta adında orman kesimlerine kooperatıf uyeleri giriyor ve köy 2004 yılından günümüze yaklaşık ekonemisi %75 ilerleme göstermiştir.
Muhtarlık:
Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır.
Seçildikleri yıllara göre Köy Muhtarları:
2004 - Mehmet Altaytaş İletişim: 6554022
Alt Yapı Bilgileri
Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. Ptt şubesi yoktur ancak ptt acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi vardır. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.